Sabahın erken saatlerinde göğsüme saplanan o müthiş ağrı beni panikletti dersem yeridir.
Hemen eşimi uyandırdım ve “Bende değişik bir ağrı var” diye endişemi aktardım.
Hemen ambülans ve 15-20 dakkika sonaraacil servisteyiz.
Kardiyologlar hemen işe el koydular…
Teşhis :Anjino pektoris…
Hiç unutmadım anjino pectoris sözcüklerini, göğüsten gelen kalp krizi işaretinin kod adıymış meğer. Latincesi yani.
Sonuçta kriz geçirmeden hastaneye yetişmiştik.
Ama kontroller ve anjiyografi sonuçları hiç de içacıcı değildi.
Anakoroner yüzde 99 tıkalı. Bir iki damar da kısmen daralmış ama ana damarın yanında “keyfe keder” kıvamında yani.
Kardiyoluğum uzman doktor “Saatli bomba gibisin. Bu bombanın pimi nerde, nasıl ve hangi saniyede çekilir bilemem ama by-pass için hiç beklememelisin” deyince mesele anlaşıldı.
Kalp ameliyatı vacip.
Kimileri bu ameliyattan korkar, kimileri de çok yabancıdır.
Ben de başında çekindim.Hatta ürktüm dersem yeridir.
Ama asla korkmadım.
Varlığına inananlar için korkulacak tek merci, tek yüce güç bana göre Allah. Eğer birikmiş günahların çokluğundan dolayı ortaya çokan bir korkuysa bu, o başka. Ben korkuyu “insan insandan, veya insan diğer yaratıklardan korkmamalı, korkulacak tek güç Allah olmalı” inanışına göre korkuyu böyle tanımladım.
Bana gore korkmaktan önce Allaha.hem inanmak, hem yakın olmak, hem onu sevmek herşeyden önce gelir.
By-pass gerçekten son yıllar içinde gelişen tıp teknonolojisine göre Allahın kullarına verdiği büyük bir şans olmalı diye düşünüyorum. Bir ikramiye de denebilir.
Veya yeni bir yaşam kredisi…
Bu ameliyat neden geç keşfedilmiş diyenler olabilir.
Onu bilemem. Ama belki tahmin yapmak mümkün. Sadece tahmin.
Yine yüce güç yani Tanrı, özellikle tıp dünyasında kalp üzerine keşif yapmaya kendilerini adamış bilim adamlarına “Çalışın, aramaları sürdürün” demiş olabilir
Tanrı bilim adamlarının bir gün verdiği aklı çok iyi kullanacaklarını biliyor olmalıdır kanımca.
Ve Tanrı bu nedenle sağlığın, özellikle kaliteli yaşamın değerinin anlaşılması için by-passı geciktirmiş olabilir.
Geçmişte insanlığın kalp hastalıkları yüzünden yaşadıkları güçlüklerden ibret alınmasını istemiş de olabilir.
Daha birçok tahmin yapılabilir.
Gelelim doktorların benim hakkımdaki ortak fikrine.
Ameliyat kararı ve benim ona “evet.” Demem çok çabuk oldu.
Hatta bir dakika içinde gerçekleşti kararım.
Ben gözlerimi kapadığımda, çıkacağım uzun yolculuktan geri dönüşümün muhteşe olacağına inanıyorum.
Tek “O” na güveniyordum.
Sonuç.
Başarılı bir ameliyat ve beş gün sonra bana verilen nasihatlar:
Cerrahım uzman Dr.. Kaya Uzer “Bakın büyük bir ameliyat geçirdiniz. Şu andan itibaren yeni bir yaşam felsefesi geliştirmek zorundasınız. Artık içeçeğiniz her sigara sizi ölüme götürür. Eğer eskisi gibi sigara içmeye devam ederseniz 6 ay sonra aramızda olmayabilirsiniz.” diyordu.
Yani dört kolluyla uzun bir yolculuk…
Peki kardiyologum ne diyecekti?
Sessiz kalan ve Kaya Uzer’in cin gibi bakışlarıyla izleyen Can Özer neler söyleyecekti?
Sigaraya devam mı, yoksa “şansını zorlama Sezai” mi diyecekti?
(devam edecek)
