2014 Yerel Seçimi yapıldı.
Herkes, her parti boyunun ölçüsünü aldı.
Herkes, zafer çığlıkları atadursun, oysa vatandaş diken üstünde…
Çünkü….
Çünkü her sorun, her dikenli konu seçim sonrasına ertelenmişti.
Şimdi neler olacak?
Önümüzdeki aylar içinde neler yaşanacak?
Siyasi geleceğimizin falından neler çıkacak bakalım?
Herkes Cumhurbaşkanlığı seçimleri için fal açmaya başladı bile.
Başbakanın Çankaya’ya çıkacağından bahsediliyor.
Bence çıkmayacak Çankaya yokuşunu.
Erdoğan tıknefes olacağını biliyor.
Nedenleri açık.
Cumhurbaşkanı olmayı planlarken, Çankaya’nın güçlü olmasını hedeflemişti.
Yani Başkan, ya da yarı başkan olarak Çankaya’ya çıkmak istiyordu.
Bu sistem Erdoğan’a biraz “dar” geliyordu…
Şu andaki durumu açık ve net ortada.
Ne, ABD Başkanı Obama gibi olabilir, Ne de yarı başkanlığın hüküm sürdüğü Fransa Cumhurbaşkanı Hollande gibi…
Yani Başbakanlık koltuğu Erdoğan için daha cazip.
Orada “ estiği estik, kestiği kestik” gibi hareket edebildi, bundan sonra da edebilir ..
İkinci neder, yine de aklına Çankaya’yı takıyorsa- ki ben inanmıyorum- bu kez kendisinin bırakacağı Başbakanlık koltuğuna kim oturacak?
Çankaya’daki görevini tamamlayan Abdullah Gül’ün, ikinci kez başbakanlık koltuğuna oturup oturmayacağı net değil.
Bence oturmaz.
Bir başka formül bulunur. Siyaset dışı bir konumda olmak ister Gül.
Gelelim üçüncü nedene ve engele.
Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasının önündeki en büyük engel ise ailesi, çocukları ve bakanları hakkındaki yolsuzluk iddialarının orta yerde durması.
Hadi Bakanların durumu TBMM’de ele alınacak diyelim.
Peki Bakan çocukları ve oğlu Bilal Erdoğan ile ilgili olanlar, yani değişik iddialar, tapeler ve söylentiler ne olacak?
Erdoğan ve oğlu Bilal’in konuşma tapeleri öyle kenara atılacak türden iddialar, montaj ve sabotajlar değil gibi.
Bütün bu söylentilerin ağırlığı, Çankaya yoluna dizilmiş mayınlar gibi.
Bu mayınlar temizlenmedikçe, durum netlik kazanmadıkca, adaletin önünde bunlar, yani yolsuzluk iddiaları kanıtlanmadıkça, Erdoğan Çankaya’ya çıkmaz.
Tabii bunlar sadece tahmin.
Erdoğan’ın Başbakanlık koltuğunu koruması, dördüncü kez seçilme engelinin ortadan kaldırılmasıyla mümkün. Bu zaten parti tüzüğüyle ilgili bir sorun. Bir dakikada halledilir.
Eğer Erdoğan Başabakan olarak göreve devam ederse, Gül de yerini korur. Gül ile ilgili her türlü destek hem TBMM’den, hem de partiden zaten gelir.
Ve AKP önümüzdeki genel seçimlere kadar uzanan süreyi böylelikle geçiştirebilir.
Bu süre içinde Erdoğan eğer aklanacaksa aklanır, aklanmayacaksa zaten adaletin vereceği karara herkes boyun eğer .
Tabii bir ihtimal daha var…
Genel seçimler erkene yani altı ay öncesine alınabilir.
Ne işe yarar?
Sadece AKP yerel seçimlerde kazandığı başarı ivmesini genel seçimlere taşımak isterken çok fazla zorlanmaz. Bu avantajı hayata geçirmiş olur.
Eğer anamuhalefet ve muhalefet güçlü olmazsa tabii.
Eğer AKP’nin karşısındaki partilerin halkın önüne koyacakları çok güçlü program ve projeler yoksa seçimlere neden girerler ki?
O da ayrı bir konu.
Tartışılmsı gereken derin bir konu.
Ama siyasi falımızla ilgili bir konu değil.
