Sosyal devletin çalışma bakanı işveren

Anayasa’da, Devlet’in tanımına bakın, görevlerine bakın. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kuruluş yasasına, görevlerine bakın, gerekçeleri inceleyin. Ve sonuca bakın, yaşanan gerçekliğe bakın. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, işveren. Hem de en büyük işveren. Holdingler üzeri, büyük işveren.

Yasalara rağmen, askıya alınan toplu iş sözleşmesi düzeni, geçtiğimiz yıl sonuna doğru, yeni yasanın çıkmasıyla yeniden işletilmeğe başlanmıştı. Böylece yanıtlanmayan yetki başvuruları, binin üzerinde olan başvurular yanıtlanmış ve sistem, güncel olarak da işlemeğe başlamıştı.

Kamu işyerlerinde çalışan işçilerle ilgili, toplu iş sözleşmesi dönemi de başladığından, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri trafiği, belli bir ataletten sonra yoğunlaşmıştı. Bu görüşmeler ve yasal süreler bahar aylarına yaklaşırken tamamlanmış, ancak sonuçlanamamıştı. Hala da sonuçlanmış değil.

Bu gün yaşanan gerçekliği masaya yatırarak, kısaca özetleyelim.

1. Kamu işyerlerinde çalışan işçilerin çoğunluğu, hatta tamamına yakını diyelim, Türk-İş’e bağlı sendikalara üye ve toplu iş sözleşmeleri, genel ilkeler çerçevesinde imzalanıyor.

2. Bu genel çerçeveleri, yasal bir düzenleme olmaksızın, Türk-İş Konfederasyonu ile Hükümet görüşerek belirliyor. Sendikalar da, bu belirlemeler çerçevesinde, kamu işverenleri sendikaları ile, işletme ve işyerlerine ilişkin, toplu iş sözleşmesi metinlerini düzenleyip, imzalıyorlar. Bu ilkeler, bir ölçü de, Türk-İş üyesi olmayan, bağımsız ya da diğer konfederasyonlara bağlı sendikaları da kapsıyor.

3. Bu dönem, Türk-İş bünyesi içinde ki sendikaların bazılarının, yönetimle aynı çizgide buluşamamasından kaynaklanan sıkıntılar nedniyle, Hükümet ile görüşme bir yana, kendi içlerinde de bir işbirliği gerçekleştirilemedi.

4. Bu süreç içinde, Hükümet adına görüşmeler, kamu işveren sendikaları ile yürütülerek yol alındı. Ancak, ücret zammı konusuna gelindiğinde sistem tıkandı. Yani verilecek ücret zammında, işveren teklifi ortaya konulamadı. Ve bekleniyor.

5. Bu arada, yasal süreler doldu. Grev aşamalarına gelindi, geliniyor. İlk grev de, İstanbul’da Darphane’de, Basın-İş tarafından başlatıldı.

6. Hükümet adına bu görüşmelere, Başbakan’ın görevlendireceği bir Devlet Bakanı katılıyordu. Uyuşmazlığın uzadığı süreçlerde de , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, uzlaştırıcı ve arabulucu olarak, tarafları bir araya getirip, uyuşmazlığın giderilmesine katkı vererek, sözleşmelerin bağıtlanmasını sağlıyordu.

7. Geçtiğimiz yıllarda, genel seçimlere giderken, Bakanlıklar, Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlendiğinde, bu sistem değiştiridi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Bakan, işveren konumuna getirilerek, görüşmeler de sendikalarla pazarlığı yürütmekle görevlendrildi.

8. Şimdi uygulama böyle. Geçen hafta içinde de, Türk-İş ile Çalıma ve Sosyal Güvenlik Bakanı işveren olarak ve de resmi olarak, masaya oturdu. İlk kez, Hükümet tarafından ücret zammı oranı, masaya getirildi. Türk-İş’in 1.Ocak 2013 den itibaren isteği, yüzde on zam. Diğer kısmına geçmeyelim.

9. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da işveren olarak, 2013 yılı için altışar aylık dönemlerle, bu zam oranını, yüzde 4 ve 3 olarak önerdi ve açıkladı. Gazetelere yansıyan bilgilere göre, Sn.Bakan, “elimden gelen budur” anlamında, bu teklifi açıklayarak, “üzgün” olduğunu da belirtmiş. Türk-İş Başkanı’nın ise, “Bu durumda yapılacak bir şey yok” sözü ile görüşmeler kesilmiş.

10. Taraflar, bu hafta sonu yeniden bir araya gelecekler ve görüşmeler sürdürülecek.

Peki ne olacak.

1. Bir grev dalgası veya grevler olmayacak.
2. Bu ay sonunda, ya da en geç Ramazan Bayramı’ndan önce, görüşmeler anlaşma ile tamamlanacak. İşçi ve sendika kanadından memnuniyetsizlik, Hükümet kanadından da, olanaklar bu kadar, açıklamaları yapılacak.
3. Sn. Bakanın belirttiği ücret zammına ilişkin olarak, biraz arttırılması konusunda, Sn Bakan’a yetki verilecek, ya da rakkam belirtilecek ve sonuç böylece sağlanmış olacak.
4. Sözleşme döneminin, birinci yılının sonuna gelindiği bir zaman diliminde, bu anlaşma sağlanmış olacak. Ve gelecek yılın sonundan itibaren de, aynı senaryo yine uygulanacak.
5. Kamu görevlileri ile ilgili toplu sözleşme görüşmeleri de başlayacak ve Türk-İş ile yapılan anlaşma çerçevesinde, 2014 yılı memur zamları da belirtilmiş olacak.

Ne olması lazım.
Burada bir yanlışlık var ve biz sadece bu konunun altını çizmek istiyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Bakan, işçi ve memur sendikalarının karşısına, işveren konumun da oturtulmamalıdır. Ve bu uygulama bir an önce değiştirilmelidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ‘Sosyal Devlet’ olma özelliğine yaraşır bir konuma, yeniden getirilerek, uzlaştırıcı ve arabulucu olmalıdır.
Hükümet için de, toplum içinde, böylesi daha uygun olur düşüncesindeyiz.

_________________

* Ankara, 16 Temmuz 2013. Salı. [email protected]

1552590cookie-checkSosyal devletin çalışma bakanı işveren

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.