İsrail Ordusu’nun Elit Çapulcuları ve İsrailli Yatırımcılar

Hepimiz haklı olarak İsrail’e kızgınız.
İsrailliler ya da dünya genelinde ve de özellikle Türkiye’de museviler değil düşmanımız.
İsrail’de iktidar da olan “faşist” politikacılarla sorunluyuz.
Telaviv’de bir pizzacıda otururken canlı bomba olarak içeri giren bir teröristin katlettiği dört yaşındaki Yitzak ve de onun genç annesi Tina’nın emir komuta zincirinde Hamas Avına çıkıp taş attığı için yedi yaşındaki Muhammed’i kurşunlarla kalbura çeviren çavuş David’in eşi olması aslında en acı olanı!
İsrail’de iktidarda olan faşist kafa yapılı politikacılarla sorunlu olduğumuz kadar İslam Dini’ni istismar eden ve terörizmi benimseyenlerle de sorunluyuz. İster devlet isterse örgüt terörü olsun insanlık adına her ikisini de lanetlemeden varacağımız hayırlı bir sonuç yok.
IHH tarafından gündeme getirilen eylem biçimi konusunda herkes istediği gibi tartışabilir. Gemilerle yardım götürmek ve Israil Deniz Kuvvetleri’ne “rota kararlılığı” ile direniş göstermek aslında daha önce “Greenpeace” eylemlerinde de alkışladığımız bir yöntem. Fransızları da “Greenpeace” gemisini batırdıları ve can aldıkları için çok sert eleştirmiştik.
Ancak “Mavi Marmara” ve filosundaki diğer gemilerin “haklı” eylemini organize edenlerin “kaçınılmaz devlet terörüne” karşı “pasif” direniş uygulamasında daha kararlı ve kitle üzerinde kontrolu elde tutar konumda olmaları bence daha doğru olurdu. Gemiye indirilen askerlerin bu operasyonu ne kadar yanlışsa, onlara saldırmak da o derece hatalıydı. Geçmişte bu tarz eylemlere muhatap olurken hep temel bir ilke geçerli idi: “Gerçekleştirdiğin her eylemde attığın adımın savunmasız kitleye zarar getirmeyecek şekilde olmasına değer vermek”. Bu konuda eylemi yönlendiren ve yönetenler büyük sorumluluk taşımaktalar. İsrail Ordusu üniforması taşıyan caniler suçlu. Ancak o canilere karşı pasif direniş yerine “sopalı” direniş örgütleyenler de vicdanen bu kararlarıyla hesaplaşmalılar.
İrlanda bandıralı “Rachel Corrie” gemisindekiler pasif direnişi sergilediler. Israil Deniz Kuvvetleri onları teslim aldığında “pasif” direniş prensibine sadık kaldılar.
Dünya Kamuoyu’nun “Gazze’nin farkına varması” için insanlarımızı yitirmek gibi bir bedel ödememeliyiz. Bu kanlı coğrafyada yeterince kurban vermekteyiz zaten.
Ancak tüm bu yukarıda dile getirdiğim ve IHH yöneticileri tarafından özeleştirisel bir şekilde değerlendirilmesi gerekenler İsrail’in “canice insanları katletmesini” unutturamaz ve affettiremez bize!
Nasıl komutandır İsrail Ordusu’nun bu komutanları? Hadi müslümanları sevmiyorlar anladık! Askerlerini de sevmiyor olsalar gerek!
Tıklım, tıklım dolu ve de Israil için hiç iyi duygular beslemeyen bir kitlenin ortasına asker indirmek provakasyon değildir de nedir?
Helikopterle bu tarz gemiye asker indirme operasyonu aynı vakti zamanında Tahran’daki büyükelçilik rehinelerini kurtrama amaçlı yola çıkarılan ve çölde kuma saplanan ABD askeri helikopterleri operasyonu kadar “avanakça bir askeri operasyon” değil mi?
Her türlü eğitimi görüp, “özel birliklerin” başına getirilen komutanlar bu kadar mı “aptalca” davranabilirler?
İşte 6 Haziran 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde “ağlayan İsrail elit komandoları”! “Anneciğim” diye ağlayan koca, koca adamlar! Bu operasyon elitlerin değil ancak “çapulcuların” operasyonu olarak tanımlanabilir. Gemiye inmiş, teslim alınmış, rezil olmuş ve insanları katletmişler!
Gemiye iple sarkıtılan tam techizatlı komandoları oraya yollayanlar her türlü teknik donanıma sahiptiler ve gemideki kalabalığın ellerinde “demir çubuklarla” beklediğini de biliyorlardı. Bu operasyonun emrini verenlerin aslında rütbesi sökülmeli ve Askeri Mahkeme’de hesap vermeliler. Hem ölen siviller hem de emirlerinde kurban ettikleri genç askerleri için!
Ama İsrail’in faşist kafa yapısına sahip politikacıları onlara bir de madalya verecekmiş!
Ayrıca bir grup sağcı İsrailli hazırlık yapıyormuş KKTC’ye doğru yola çıkıp, “Türk Ordusu Kuzey Kıbrıs’ı terk et” demek için.
Sahi KKTC’de epey bir İsrail Yatırımı yok mu?
KKTC’de büyük paralar kazanan ve kazanmayı planlayan İsrailli dostlarımız “ne yapıyorlar ?” acaba bu “caniliklere karşı”?
KKTC’ye doğru “TSK’ya karşı eylem yapmak için yola çıkmaya hazırlananları” KKTC’deki İsrailli işadamları mı yokda Türk Donanması mı durduracak? İkincisinin gerektiğinde bu işi İsrail Donanması’na bir insanlık dersi vererek yapacağından hiç şüphem yok!
Ancak Kuzey Irak’ta dünyanın arazisini satın alan ve KKTC’de büyük yatırımları gerçekleştiren ve de Türkiye’ye de bu açıdan büyük ilgi duyan İsrailli işadamlarına da “iş düşmekte”!
İsrail’in Filistin konusunda yüz karası ve insanlık adına kabulu imkansız politikasına karşı İsrail kamuoyunda da tepkinin artması gerekiyor.
KKTC’ye yönelik bir misilleme olursa bunu KKTC’de yatırım yapan İsrailliler engellemeli.
İsrailli demokratlar eğer bizim bugüne kadar terörizme karşı hep onların yanında olduğumuzu da unutmadıysalar uluslararası sulardaki İsrail Korsanlığı’nın hesabını sormalarının vakti geldi de geçiyor!

1617560cookie-checkİsrail Ordusu’nun Elit Çapulcuları ve İsrailli Yatırımcılar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.