ABD ziyareti öncesinde, Lapta’daki eski Rum arazisi üzerine inşa ettikleri evden dolayı mülkün eski Rum sahibi tarafından haklarında dava açılan Orams çiftini temsil eden avukatlarla görüşmek için Londra’ya gelen Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Alpaslan Düven’e konuştu.
Rum tarafının takvim vermekten sürekli kaçındığından yakınan Cumhurbaşkanı Talat, “Çözüm sürecini hızlandırmamız lazım. Zaman çözümün alehine çalışıyor bu davalardan bile belli.Davalar süreci etkiliyor. Zaman, çözüme değil, çözümsüzlüğe ve sonuçta da bölünmeye yardımcı olur” dedi
Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’a gitmek üzere yola çıktığını ve bu sırada Londra ‘ya geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Talat, buradaki temaslarına Alpaslan Düven’e anlattı.
– Sayın Cumhurbaşkanı, Londra temaslarınız hakkında bilgi verirmisiniz?
– Londra’da şu an devam etmekte olan iki tane hukuki süreç var. Bu hukiki süreçlerin avukatlarıyla temas etmek için geldim. Orams davası var bildiğiniz bildiği bir de direk uçuş davası. Bu iki konuyla ilgili avukatlarla 11.30’dan beri toplantı halindeyiz. Çeşitli yönleriyle davaları değerlendirdik ve bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili görüş alış verişinde bulunduk. Hangi argümanları bizim öne sürebileceğimizi ortaya koyduk.
– Orams Davası hangi noktada?
– Bildiğiniz gibi bu davalar doğrudan bizim davalarımız değil, biz sadece destek oluyoruz.Orams Davası, Orams çiftinin davasıdır.Direk uçuş davası da KTHY’nın ve CTA’in davasıdır ve biz sadece destek oluyoruz.Ama büyük önemi olduğunu düşünüyoruz bu davaların ve bu nedenle bir görüş alış verişi yapmayı uygun gördük. Yarın da Washington’a gideceğim.”
Yabancılar mahkemeye başvuruyor
– Orams Davası’ndan çıkan olumsuz karar nedeniyle adada yaşayan binlerce yabancının mal varlıklarına el konulmasından endişe ettiği belirtiliyor. Bu konuda size yapılan başvurular ya da şikayetler var mı?
– Kıbrıs’taki yabancılar yani Kıbrıs’taki İngiliz toplumu, müdahil taraf olarak mahkemeye başvurmak niyetindedir.Bildiğimiz kadarıyla.Dolayısıyla onlar kendi sorunlarıyla ilgileniyorlar ve sorunlarına sahip çıkıyorlar. Bize tabii ki başvurular oldu. Konuyla ilgili rahatsızlıklarını bize bildirdiler. Sadece bize değil, burada da İngiliz makamlarına dile getirdiler.Ve her yolla bu konudaki taleplerini dile getiriyorlar. Tam sayıyı bilmiyorum ama Kıbrıs’ta ciddi sayıda yabancı yaşıyor. Ve tabi ki onlarda etkileniyorlar.”
“Direk uçuş Kıbrıslı Türklerin tümünün sorunudur…
– Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) ve özel bir hava yolu şirketi olan CTA Holidays’in ortaklaşa İngiltere’den Ercan’a direkt uçuş izni verilmesi talebiyle İngiltere Ulaştırma Bakanlığı aleyhinde Yüksek Mahkeme nezdinde açtığı dava hangi aşamada?
– Biliyorsunuz davayı kaybettik. Ancak KTHY’nın ve CTA’nın kaybettiği bu davaların aslından kaybedilmeyecek bir dava olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, ilgili şirketler İstinaf Mahkemesi’ne gitme kararı aldılar. Biz de tabi destekliyoruz. Çünkü direk uçuş bizim sorunumuzdur. Kıbrıslı Türklerin tümünün sorunudur. Hatta İngiltere’de yaşayan Kıbrısli Türklerin doğrudan sorunudur. Aynı zamanda Kıbrıs’a gitmek isteyen turistlerin sorunudur. O nedenle bizde manevi açıdan destek veriyoruz ve elimizden geldiğince konuyla ilgili düşüncelerimizi de ortaya koymaya çalıştık.Her iki konuyla ilgili yaptığımız görüşmelerden olumlu izlenimlerle ayrıldık. Orams Davası’nı burada kazandık. Sadece Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’na İngiliz İstilah Mahkemesi’nin başvurması üzerine, ATAD, bizi memnun etmeyen bir karar veriyor. ATAD’ın kararı tekrar İngiliz İstinaf Mahkemesi’ne geldi.Bundan sonra kararı İngiliz İstinaf Mahkemesi verecek. Bizim beklentimiz, İngiliz İstinaf Mahkemesi’nin de aynen alt mahkeme gibi olumlu şekilde karar vermesidir.Direk uçuş davasında da benzer bir durum var. Hatta oradaki daha da ileri düzeyde ve kazanacağımıza inandığımız bir davadır. İstinaf Mahkemesi’nde kazanacağımıza inanıyoruz. Henüz istinaf kararı alınmadığından şimdilik istinaf başvurusu var. Bunun için mahkemenin izin vermesi gerekiyor bizde onu bekliyoruz.
– Davalar aynı zamanda… Orams Davası ve direk uçuş davası aynı zamana denk geliyor.Bu bir tasadüf mü sizce?
– Evet. Direk uçuş davasıyla ilgili istinaf izni davası Kasım ayında olacak. Aynı şekilde Orams Davası’da Kasım ayında olacak. Davaların aynı zamanda olacak olması geröekten de çok ilginç ve düşündürücü. Beliki bir raslantı da olabilir”
“Umutlu olmasam müzakereleri sürdüremem…
– Daha önceki açıklamalarınızda 2009 yılının çözüme ulaşacağınız yıl olacağını söylemiştiniz. Rum tarafıyla sürdürdüğünüz ikili görüşmeler hangi aşamada?
– Benim hedefim 2009 yılı sonuna kadar çözüme ulaşmaktı.Sayın Hristofyas ile bir hızlandırma kararı aldık.Hafta en az iki toplantı yapmak gibi bir kararımız var. Umarım ki bu bir miktar hızlandıracaktır. Bunun dışında tabi ki çözüm sadece bize bağlı değildir. Kıbrıs Tum tarafınında olumlu bir politika izlemesi lazım. Uluslararası bir sorun olan Kıbrıs sorununa uluslararası ilginin olması beklenen ve doğal bir gerçek iken,Kıbrıs Rum tarafının ve Yunanistan’ın sürekli olarak takvim istememesi ve uluslararası toplumun ilgisini istememesi vs. gibi sonuçta gecikmeye neden olan yaklaşım, anlayışla karşılanamaz. Çünkü biliyoruz ki yıllar boyunca Kıbrıslı Rumlar, bunun Kıbrıs’ın uluslararası bir sorunu olduğunu, bu nedenle uluslararası toplumun yakından ilgilenmesi gerektiğini hep söylemişlerdir. Ancak, Annan Planı’nın oylamasıyla ‘gerçek eğilimlerinin’ ortaya çıkması üzerine, uluslararası ilginin ve takvimlerin süreci hızlandıracağı gerekçesiyle istenmemesi yüzünden ciddi bir politika değişikliği yaptılar. Bu defa yabancıların hiç bir işe karışmamasını, hiç bir takvim olmamasını istediler. Bu da çarpıcı bir çelişkidir.Bu nedenle, bizim çabamız bir an önce çözüme gitmektir. Bir an önce bu meseleyi bitirmektir. Çünkü dediğim gibi zaman, çözüme değil, çözümsüzlüğe ve sonuçta da bölünmeye yardımcı olur.
Bölünmenin daha da yerleşmesine yardımcı oluyor. Bu gerçeği dile getiriyoruz, vurguluyoruz.”
– Bir de İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin seçme ve seçilme hakları konusu var. Bu konuda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
– Bu konuda gerçekçi olmak gerekir. Hayal peşinde koşmamak gerekir.Kıbrıs’ta yaşayan, daimi ikametgahı Kıbrıs’ta olan Kıbrıslı Türklerin siyasi haklarını tam olarak kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Kıbrıs’ta yaşamayan ama tabi ki Kıbrıs’la bağı olan insanların belli oranda Kıbrıs’a sesini duyurabilmesi için, belli bir düzenleme yapılabileceğini düşünüyoruz. Bu çeşitli şekillerde olabilir. Temsilci olabilir mecliste.Oy hakkı olan veya gözlemci olabilir, oy hakkı olmadan mecliste temsilci olarak. Oy hakkı olunca milletvekili olur, oy hakkı olmayınca temsilci olur. Her iki yöntemde denenebilir. Ama tabi milletvekili olabilmek için nerede oy kullanılacak, kimler seçmen olacak ve bunun İngiltere’de güvenliği nasıl sağlanacak? Bütün bunların düşünülmesi gerekiyor.
– Londra temaslarının ardından Cumartesi günü Washington’a geçeceksiniz. Buradaki temasların hakkında bilgi verir misiniz?
– Washington’da kongre üyeleri ve bir kısım basınla temaslarım olacak. Arkasından Genel Kurul nedeniyle New York’da bulunan çeşitli ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüşmelerim olacak.”
