Başbakan Mehmet Ali Talat LTR’da Haber Müdürü Nazif Akpınar”in sorularını şöyle yanıtladı:
İngiltere Dışişleri ziyaretiniz resmi miydi?
İngiltere Yüksek Komiseri tarafından beni makamımda ziyaret edilerek yapılan bir davettir. Bunu tartışmak abestir. Sembolik olatak önemlidir. Daha önce de İşçi Partisi Kongresi’ne resmi olarak davet edilmiştim… Burada önemli olan ssinyaldir. Bunu diğer ülkeler de izleyecektir. Rumlara ‘demokratik haklarınızı kullanmakla Kıbrıslı Türkleri cezalandırılamazsınız’ mesajı verilmiştir…
Referandum sonrası sözler tutulabilecek mi? Zaman aleyhimize mi çalışıyor?
Tabii yerinde hareket etmezsek unutulur. 1 Mayıs konusunda uyarırken, sonrası 2 Mayıs deniliyordu. Biz doğru politikaları daha ileri taşımalıyız. Bekleyerek şimdiki statükonun yerleşmesini sağlarsak zarar ederiz. Dünya bizi anlarken bizi destekleyen adımlar atılmasını sağlamalıyız.
Ambargoların kaldırılması çabaları nasıl ve ne zaman sonuçlanacak?
Bu kısıtlamalar bir bir kalkacak. Ambargo BM ya da ülkelerin teker teker aldığı tek yanlı kısıtlamalardı. Satış ve seyahat sınırlarıdır. KKTC’ye böyle bir ambargo konulmadı. Tanınmamış bir devlete uygulanan tecrit ya da izolasyon tabiri doğrudur.
AB Konseyi izolasyon sözcüğünü kullanarak bir karar aldı. Aynı kavramı kullanarak AB’yi izolasyonları kaldırmak için zorlayabiliriz.
250 milyon Euro değerindeki AB’nin yapısal fonlarının kullanılması hakkında AB karar verecektir. AP onayladıktan sonra Kuzey’de bir ofis açılması ve yıl sonunda kullanılası sağlanacaktır. Birlikte kullandırılan fonlar olacaktır. Serbest ticaret ve liman alt yapısını AB standartları için harcanacak.
Yurt dışı gezilerinde sizden istenen nedir?
Biz peşinen esas hedefimizi söylüyoruz. Biz tanınmayı öne sürersek herşey biter. Oyuna gelmek istemiyoruz. ‘Biz lehimize oluşan olayı ayrılık için kullanacağız’ gibi olur ki bu da Kıbrıs’a büyük kötülük olur. Kazandıklarımızı kaybetmemek için ayrılık yerine birleştirici politika izliyoruz…
Rum tarafının 2’nci bir referandumdaki konumumuz nedir?
Bizim bir önerimiz olamaz. Rumlar karar vermelidir. Rumlar ne istemediğimizi bilioruz da ne istediğimizi bilmiyoruz denilmişti. Bizim ne istemeleri gerektiğini söylememiz doğru olmaz. Biz şimdiden atak olmalı ve doğru politikalar üretmeliyiz ve Kıbrıs’a yönelik politikaları biz yönlendirmeliyiz… Değişiklik yapılması gerekiyorsa da biz onlara yardımcı olmalıyız. Bu görev bizimdir…
Kıbrıs’taki gelişmeler Türkiye’nin AB üyeliği nasıl etkilenecek?
Türkiye’nin önündeki Kıbrıs engeli kalktı. Türk tarafı tek başına çözümü sağlayamazdı. Tütkiye ve Kıbrıs Türkü istenileni yaptı ve son derece avantajı bir konuma geldi. Maharet bu durumdan yararlanmaktır.
Yurtdışındaki Türklerden istenilenler nedir? Ekonomik olarak neler yapılabilir?
Tecritin en önemli hususu ekonomik olanıdır. Tecriti devletler kaldırdık demekle kalkmaz. Limanların açılması ile dış yatırımların da başlaması gerekir. Bizim en büyük sıkıntımız istihdamdır. İngiltere’de ve başka ülkelerdeki Kıbrıslı Türk işadamları mutlaka yatırım yapmalıdır ki halkımıza Kıbrıs’tan ayrılmayacakları ekonomik bir refah düzeyi saglayalım…
Bu konuda hükümet çalışması var mı?
Tabii. Formaliteleri azaltan teşvikler peyderpey hayata geçecektir…
İç politika konusunda neler söyleyeceksiniz?
Bizim dış politikadaki kazanımları iç politikada harcamak istemiyoruz… Gerginlik yaratmamaya çalışıyoruz. Koalisyonu üçlü kurduğunuzda partilerden birinin bir itirazı işi engelliyor. Bütün Türkiye ve KKTC’nin bütün kurumlarının desteğini alıyor. Beş büyük BM Sözleşmesini hükümetçe onayladık… ‘Talat 11 kapı açılmasına karşı çıktı’ diye Rumlar dikkatleri başka yana çekmeye beni yıpratmaya çalışıyorlar. Eger kapı istiyorsanız referandumda ‘evet’ derdiniz. Bir kaç kapıya ihtiyaç olduğunu söyledim. Bizimkiler de koalisyon görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde aleyhime kampanya başlattılar.
Erken seçim konusunda ne diyorsunuz?
En iyi çözüm erken seçim. En iyi seçeneğin erken seçim olduğunu daha önce de belirtmiştim.
Türkiye ‘olmasın’ der mi?
Der ama bu bir temennidir. Bizim parlamentomuz var. Rumlar ‘Türkiyenin karar verdiği propagandasını’ yaparlar ama bu böyle değildir. Benim de Türkiye hakkında isteklerim olur. Hepsi istektir… Bütçesiz hükümeti yürütüyoruz.
KKTC’yi tanıtmak ya da kapatmak bugünkü doğru bir politika değildir. Geçmişteki başarısız tanıtma politikalarından ders çıkarmalıyız.
