Tarih siyasileştirilemez, çünkü tarih siyasidir!

Değişik ülkelerden büyükelçiler gün geçmiyor ki, istişare için ülke merkezine davet edilmesin. Ermeni soykırım tasarısı, değişik ülkelerde tasarı olmaktan çıkmaktadır. Tasarı olmaktan çıkan ülkelere karşı verilen tepkilere bir bakın, aynı sözleri duyarsınız. Kalıp cümleler ve kalıp davranışlar içinde olay artık kabul edildiğini gösterir, ki kabul edilmeyip ne yapılabilir, çünkü tasarı olmaktan çıkmıştır.

Savunma sözünde; ‘tarih, tarihçiler tarafından yorumlanmalıdır’ denmektedir. Aslında hiçbir anlamı olmayan cümledir, çünkü tarihçilerde olaylara objektif bakamazlar, bulundukları ülkenin siyasi görüşüne uygun bakarlar. Tarihçide, bir anlamda siyasi bakar olaylara, çünkü tarihin kendisi siyasidir.

Tarihin siyasi olması yüzünden, tarihi de siyasilerin yorumlaması ve yeniden yapılandırması kadar doğal bir şey yoktur. Meclislerden geçen kararlar, tarihi kararlardır. Tarihi kararların bir çoğu da meclislerden geçer, meclislerden geçen kararların uygulamaları ise tarihidir ve tarih bunları not olarak yazar. Yaşayanlar ise, tarihi yaşadıklarının farkında bile değildirler. Yaşandıktan ve sonuçlandıktan sonra, ‘biz tarihin bu noktasında rol oynamışız’ diye övünürler ya da unutmaya çalışırlar.

Global krizi yaşarken, global olarak Domuz Gribi yalanını da yaşadık. Bu yalan sonucunda, kriz bazıları için teğet geçtiğini gösteriyor. Teğet geçen sektörlerin kar oranı ise, dünya zenginler listesinde göremiyoruz. Bizim öznelimizde olan, başka bir olay gerçekleşti; dünyada bankalar zarar ederken, bizdeki bankalar karlarına kar kattılar. Tarihlerindeki en büyük kar oranına ulaştılar. Şimdi bu tarihi gerçeği nasıl yorumlamamız gereklidir. Tarihi, tarihçiler yorumluyor diyemeyiz, ülkenin başbakanı; ‘kriz bize teğet geçti’ derken, nereye bakarak söylediğini göstermiyor mu, bu kar eden firmaların durumu? Şimdi ülkenin başbakanına diyemeyiz ki, bu yorumu bırak tarihçiler yapsın!

Geçmişte yaşanan olayları da siyasiler yorumlamak ile yükümlüdürler. Maraş katliamını tarihçiler değil, siyasiler sorgulamak ve o katliama katılan veya fikirsel destek verenlerinde yüzlerinin gün yüzüne çıkarılması, sadece mahkemelerin görevi değildir, siyasilerinde görevidir. Mahkemeler, tarih içinde bir çok gerçeğin üstünü örtmede ne kadar başarılı olduğunu yazar, tarihi güncel tutan ve yorumlayanlar ise, o başarıları gün yüzüne çıkarır. Güncel tutanlarda siyasilerdir. Tarih, siyasi sonucu olduğundan dolayı, siyasi yorumun kendisidir.

Elinde arşivi olan bir gazeteci, ülke geleceği için, sakınca gördüğünden dolayı arşivini açıklamıyor, neden, çünkü devlette aynısını yapıyor. İşine gelmeyeni sansürle… Tarih, sansürlenecek kadar siyasidir ve günceldir.

Bazı yazarlar ‘sevgili dostlarım’ diye yazar, ben de onlardan etkilenmiş olayım, dostlarım son söz olarak; tarih siyasi bir duruşun sonucunda oluşur ve yorumlanır. Eğer bir ulus yaratmak istiyorsanız, tarihin dehlizlerinde mutlaka bir kök bulursunuz! O yüzden tarih; Güneş Teorisi gibi bir şeydir.

http://cemoezkan.blogcu.com

1585950cookie-checkTarih siyasileştirilemez, çünkü tarih siyasidir!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.