Tek bir an’ın gücü…

Herşeyi unutuyor insan
isimleri yüzleri numaraları…
bir tek duygularının infilak ettiği o an’ı
o dünyanın çekirdeğinden kızgın lavlar gibi
yeryüzüne püskürdüğü an’ı
yanıp yanıp kavrulduğu an’ı…
kaskatı bir taşa dönüşünceye kadar aktığı an’ı
soğuduğu an’ı..
donduğu an’ı.
unutamıyor…
beklenmedik bir telefonda,
radyoda çalan şarkıda, rakı masasında, gün batımında..
patladığı yer hep orası…
kim ne dedi ne demedi ne yaptı ne yapmadı değil…
‘ben o an ne hissettim’ farkındalığı…
mideni ağzından çıkartırcasına sarsan o acı,
zokayı yutmuş bir balığın çaresiz çırpınışları gibi
ölümle yaşam arasında debelenen en sıcak an…
arkana bakmana sebep de o
önüne bakmana sebep de…
şimdinin arayışı da o…
‘yanağında bir ben’i mutlaka olsun’ diye tutturan
tuhaf beklentilerle dolu bir geçmişin izlerini süpürmüyorsan,
unutmanın ne anlama geldiğini de çözüyorsun o zaman..
bir dağ da uyanabilir yüzyıllık uykusundan,
ve canlanabilir bir ismin tetiklemesiyle volkanik orman…
çok da ürkmüyor aslında geçmişinden insan…
isterse başedebileceğini biliyor gizliden gizliye…
bilmese yaşayamaz zaten…
Mangalda kül bırakmayanların konuşması nafile..
hayat ilk dilde çürüyor
ahkam kesmek niye?
böyle böyle öğreniyorsun an’ların değerini…
balık kaçabilir
balık avlamak istemeyebilirsin
balık ‘sen’ olabilirsin…
daha da ötesi balık hiç var olmamış olabilir.
bir insan sıkılmadan sevemiyorsa uzun uzun,
dindiremediği acıları olmuştur muhakkak geride..
yoksa niye cesaret edemesin tertemiz bir hikayenin içine girmeye…
belki bir kaç eksik duygu kalmıştır,
kurtarılmamış bir bölge,
umulmadık bir çizik,
üstesinden gelinememiş bir öfke…
zokanın ucunda çırpınan balık kimliğinden
kurtulduğu an dalacaktır tereddütsüz yeni bir filme …
dalmasa yaşayamaz zaten…
Taze ve sıradan olmayan bir basitlikle
düşünüyorum …
bir gün ölürse insanlık
umuttur tesellimiz, bari bir sıkımlık …
değerler çürümesin diye bedenden önce.
nihayetinde hayatımız
çini vazonun içine hapsedilmiş gül yaprağı kadar
hafif olacaktır gittiğimizde…
ve bütün yaşananlar
zararsız durağanlığıyla küçük kuru bir ot işte…
birileri buruşturup atsa da
birileri sarmalayıp saklasa da
bir an..tek bir an…
bir balık dahi lavlarda yüzmeyi öğrenebilir inan….

[email protected]

1605220cookie-checkTek bir an’ın gücü…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.