Geçen hafta Uluslararası Ulaşım İşçileri Federasyonu (International Transport Workers’ Federation – ITF) geçen hafta işten atılan 305 THY işçisi için uluslararası destek istedi… THY’de haksız yere işten atıldığı belirtilen 305 işçinin işe geri alınması için grevin sürdüğü belirtilen ITF açıklamasında THY’deki haklı grevin ITF tarafından desteklendiği ve THY’nin Uluslararası İşçi Organizasyonu’na (İLO) da şikayet edildiği aktarıldı.
“THY işverenin grevdeki sendika Hava-İş ile konuşarak anlaşma yoluna gitmek yerine, grev kırıcılarını devreye soktuğu” anlatılan açıklamada Hava İş çalışanlarıyla dayanışma göstermek amacıyla 7-20 Ekim arasında Hindistan, Filipinler, Kore ve Avustralya’daki sendikalı ulaşım işçilerinin THY protesto bildirilerini dağıtacaklarını belirtti.
ITF, ayrıca turizm sektöründe mücadele eden sendikaların da THY büro ve Türkiye’nin dış temsilciklerinde tepkilerini duyuracakları bilgisini de verdi.
Eskiden British Airways yerine THY’yi tercih ederdim… Dünyanın dört bir yanından emekten yana yabancılar memleketimizdeki THY emekçilerine sahip çıkıyor… “Ben dünden bu protestoya katılmalıyım” diye düşünüyorum.
Üstelik, turizm şirketleri; THY’nin yanlış stratejisinden dolayı (Türkiye dışındaki ülkeler arasındaki uçuşlarda İstanbul’a uğradığı için) THY İstanbul yolcularının 3 katı fiyatla uçmak zorunda kalarak kazıklandığını anlatıyorlar… THY fiyatları artırınca ucuzcu havayolları da bunu fırsat bilip gaza basıyor. Olan bize oluyor… Bu yalnışlığı kaç kez yazıp çizdik. THY’den “tık” yok…
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da, uçak biletlerinde tavan fiyat uygulaması çalışmasının tamamlandığını ve bayramdan sonra yürürlüğe gireceğini söyledi. Ama yalnızca yurt içi uçuşlarına…
THY’yi emeğe, emekçiye, yolcuya saygı duymayan bir şirket olarak görüyorum ve protesto ediyorum. THY ile bundan sonra uçmuyorum. İnanıyorum ki benim gibi tüketiciler duyarlılık gösterirse, THY kendisini hizaya sokar…
***
İstanbul’un Olimpiyat adaylığını ‘BBC baltalamış’
Daily Mail gazetesi, İstanbul’un 2020 Olimpiyatları’nın ev sahipliğine aday olduğu süreçte şehrin promosyonunda yer almış İngiliz reklamcı Sir Martin Sorrell’in İstanbul’un Tokyo karşısındaki yenilgisinden dolayı BBC’yi suçladığını yazdı.
Türkiye’nin adaylığı kaybetmesini “trajedi” olarak niteleyen Sorrell’e göre BBC’nin Gezi Direnişi haberlerini dünyaya yayması Türkiye’nin 2020 Olimpiyat’lara ev sahipliği yapmasını engelledi…
Sorrell parasını Türkiye hükümetinden alıyor. “Biz işimizi yaptık ama BBC ve CNN yok mu?” diye savunma yapıyor… Eee ne diyecekti zavallı, “Sayın Başbakan Erdoğan, krizi yönetemediniz ve Gezi Parkı’nda toplumsal bir patlamaya yol açtınız. Haliyle sizin kontrolunuz dışındaki uluslararası medya da olup biteni yazdı… Sizin yüzünüzden Olimpiyatları Japonya’ya kaptırdık yahu” mu diyecekti?
***
‘Başbakan’ın mezhep ayrımcılığı’
Independent’ten Patrick Cockburn, Suriye’deki mezhepler çatışmasının Türkiye’de siyasi hayatı etkilemeye başladığını yazdı. Türkiye hükümetinin Suriye’deki iç savaşta Sünni Müslümanlara destek verdiğini öne süren Cockburn, bu durum karşısında Alevilerin “korku içinde yaşadığını” öne sürdü.
Dışarıda bağımsız basın, içerde ana muhalefet ve Aleviler Erdoğan’ın tehlikeli bir mezhep ayrımcılığı yaptığını söylüyor.
Erdoğan da ”Benim sünni vatandaşlarım” diyerek bu ayrımcı politikasını teyit ediyor. Bana göre Başbakan ateşle oynuyor… Akıllı bir AKP’li yok mu kardeşim yahu, “Fren yap” diyecek…