Türkiye, Çocuk Hakları Raporu hazırladı

Raporda, ”Türk kültür ve toplumsal hayatında kadının cinsel organının sünnet edilmesi şeklinde bir gelenek ve uygulamanın bulunmadığı” vurgulandı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 2001 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesine sunulan ilk raporun devamı olan rapor, 2001?2006 dönemindeki gelişmeleri kapsıyor. Birleştirilmiş ikinci ve üçüncü dönem raporu, 9 bölümden oluşuyor.

Rapor, SHÇEK’in koordinatörlüğünde ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, Ankara Barosu, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Ankara İli Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesinden çocukların katılımı ile hazırlandı.

Hukuki alanda çocuk haklarına ilişkin olarak yapılan değişikliklerden söz edilen raporda, Adalet Bakanlığı, Emniyet ve Jandarma, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve SHÇEK’in çocuklara ilişkin 2001-2006 yılları arasında yaptığı çalışmalara değinildi.

Çocuklara yönelik sağlık verilerine de yer verilen raporda, 1985?2006 yılları arasında 15 yaşın altındaki 51, 15?19 yaş arasındaki 59 çocuğun HIV pozitif olduğuna işaret edilerek, 20?24 yaş grubunda ise toplam sayının 305 olduğu belirtildi. Raporda, Türkiye’de bu yıllar arasında sıtma paraziti etkenli ölüm vakası bulunmadığı ifade edildi.

Jandarma Genel Komutanlığından alınan verilere göre, trafik kazası sonucu çocuk ölümlerinde önceki yıllara göre azalma olduğunun görüldüğüne işaret edilen raporda, 2001-2006 yılları arasında suç ve diğer şiddet nedenleri sonucu ölen çocuk sayısının 645 olduğu belirtildi. Raporda, bu çocukların yüzde 71.2’sinin erkek, yüzde 47.7’sinin de 0-11 yaş grubunda olduğu kaydedildi.

”Türkiye’de kadın sünneti” iddialarına ilişkin de raporda ”Türk kültür ve toplumsal hayatında kadının cinsel organının sünnet edilmesi şeklinde bir gelenek ve uygulama bulunmamaktadır” değerlendirmesine yer verildi.

Raporda, 2001-2006 yılları arasında toplam 3 bin 858 çocuğun cinsel saldırı, cinsel istismar, cinsel taciz, reşit olmayanla cinsel ilişki ve fuhşa teşvik ve aracılık suçlarından mağdur olduğu belirtildi.

KORUMA ALTINA ALINMA SEBEBİ EKONOMİK VE SOSYAL YOKSUNLUK

Ebeveyn bakımından yoksun çocukların bir kısmının SHÇEK’e bağlı yurt ve yuvalarda koruma ve bakım altına alındığının ifade edildiği raporda, bunun çeşitli nedenlere dayandığı kaydedildi.

Buna göre, ekonomik ve sosyal yoksunluk, 2001-2006 yılları arasında koruma altına alınan 6 bin 282 çocuğun, SHÇEK’e bağlı yurt ve yuvalara yerleştirilmesindeki en belirgin nedenler arasında yer aldı.

Çocukların yüzde 71,6’sı bu nedenle koruma altına alınırken, bunu sırasıyla yüzde 25,6 ile terk edilme, yüzde 24,8 ile ölüm, yüzde 7,5 ile ailenin fiziksel ve duygusal istismarı, yüzde 6,8 üvey anne ya da babanın çocuğu kabul etmemesi, yüzde 5,6 ile anne ya da babanın cezaevine girmesi, yüzde 2,2 buluntu, yüzde 1,1 babanın, yüzde 1,1 da annenin psikolojik rahatsızlığı, yüzde 1 ensest ilişki, yüzde 0,6 doğal afet, yüzde 0,5 aile dışı cinsel istismar, yüzde 0,5 çocuğun engelli olması, yüzde 0,4 töre cinayeti riski, yüzde 0,4 ebeveynin engelli olması gibi sebepler izliyor. Çocuklar birden fazla nedenle koruma altına alınabiliyor.

7-12 YAŞ GRUBUNDA 10-12 ÇOCUĞA BİR BAKIM ELEMANI

Raporda, 2006 yıl sonu itibariyle 0-12 yaş grubundaki 6 bin 440 çocuğun, 99 çocuk yuvası, 8 sevgievi kompleksi ve 29 çocuk evi olmak üzere toplam 136 birimden fiilen hizmet aldığı belirtildi. Çocuk yuvalarında, 0?6 yaş grubunda 6?8 çocuğa bir bakıcı anne, 7?12 yaş grubunda ise 10-12 çocuğa bir bakım elemanı düştüğü bildirilen raporda, çocuk yuvalarında hizmet veren bakım elemanının hem sayısal hem de niteliksel olarak yükseliş gösterdiğine değinildi.

2001 yılında koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuk sayısı 86 iken, 2006 yılı itibari ile 204’e ulaştığı ifade edilen raporda, bugüne kadar toplam 4 bin 195 çocuğun koruyucu aile yanına yerleştirildiği belirtildi.

Raporda, yetiştirme yurtlarında 13-18 yaş arası kayıtlı 10 bin 505 çocuk için, 109 yetiştirme yurdu, 2 sevgi evi, 7 çocuk evi olmak üzere toplam 118 birimde hizmet verildiği kaydedildi.

Aileye Dönüş Projesi kapsamında 2005 yılından itibaren kuruluş bakımı altındaki çocukların ailelerinin ayni nakdi yardımla desteklenerek, çocukların kendi evlerinde bakımlarının yapılmasının sağlandığı hatırlatılan raporda, 2005 yılında 15 milyon 980 liranın harcandığı, 2006 yılında ise bu rakamın 41 milyona ulaştığı belirtildi.

ENGELLİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİM

Raporda, 2001 yılında korunma ve bakım altında olan toplam engelli çocuk sayısının 473 olduğu, 2006 yılında ise 856’ya yükseldiği belirtildi.

Özel eğitim gideri için engelli çocuklara harcanan verilere yıllar itibari ile bakıldığında ise 2001 yılında emekli sandığından bin 114, SSK’dan 14 bin 842 çocuğa özel eğitim gideri ödenirken, 2006 yılı itibari ile bu kapsamda emekli sandığından 3 bin 382, SSK’dan 82 bin 458 engelli çocuğun eğitim gideri karşılandı.

Gündüzlü aile danışma ve rehabilitasyon merkezlerinde 0-18 yaş arası 513 kız, 719 erkek engelli çocuğa hizmet verildiği kaydedilen raporda, Özürlü Öğrencilerin Ücretsiz Taşınması Projesi kapsamında, 2004-2005 yılları arasında 6 bin 900 özürlü öğrenci için bir milyon 945 bin 503 lira kaynak ayrıldığına yer verildi.

Özel eğitim okullarına devam eden engelli çocukların sayısının 2001?2002 yılları arasında 17 bin 320, 2005?2006 yılları arasında ise 25 bin 238 olduğu belirtildi.

ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ

Raporda, 2001 yılında toplam bebek ölüm oranının binde 27.8 olduğu belirtilerek bu oranın 2006 yılında ise binde 22.6 olduğu kaydedildi. 2001 yılında binde 31,3 olan 5 yaş altı ölüm oranının 2006 yılında 25,1’e düştüğü ifade edildi.

Türkiye’nin anne ölüm oranının her yüz bin canlı doğumda 28,4 olarak belirlendiği kaydedilen raporda, anne ölüm oranının kentsel kesimde yüz binde 20,7 olarak kırsal kesimde ise 40,3 olarak gerçekleştiği belirtildi.

Anne ölüm nedenleri arasında, düzensiz kentleşme, kadınlar için daha iyi eğitimin olmaması, daha düşük doğurganlık oranlarının oluşturulamaması ve daha iyi sağlık hizmetlerine ulaşım konusundaki yetersizlikler sıralandı.

Doğum öncesi ve doğum sonrası sağlık hizmetlerine erişebilen ve bu hizmetlerden yararlanan hamile kadınların yüzde 81’inin doğum öncesi bakım aldığı, hamile kadınların yüzde 78’inin ise doğumlarını hastanede yaptıkları belirtildi.

Raporda, Türkiye’de her yıl yaklaşık 1,4 milyon bebeğin dünyana geldiği ve doğumların yüzde 78’inin hastanelerde gerçekleştiği, doğumların yüzde 83’ünün eğitilmiş sağlık personeli gözetiminde yapıldığı ifade edildi. Sağlık personeli yardımı olmadan doğum yapan kadınların oranının kırsal kesimde yüzde 30,1, kentlerde yüzde 9,7 olduğu kaydedildi.

1215030cookie-checkTürkiye, Çocuk Hakları Raporu hazırladı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.