Neyzen Ünver’in cenazesi perşembe öğle namazı sonrasında 12.30’da Süleymaniye Camii’den kaldırılacağı öğrenildi.
Nihavent’in kurucusu Cahit Baylav, Munise Ünver’i yitirmekten dolayı ailecek çok üzgün olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’nin ilk neyzen kadını Ünver’in Londra’da yaşaması toplum için bir şanstı. Kendisi çok iyi bir müzisyen ve dosttu. Nihavent’in kuruluşundan bu yana yer aldı ve büyük katkıları oldu. Toplumun ve dostların başı sağolsun. Kayıbımız çok büyük…”
Gazeteci Faruk Eskioğlu’nun toplumun bu değerli sanatçısı Neyzen Ünver’in sağlığında yaptığı “İngilizler’e kilisede ‘ney’ öğretti…” başlıklı söyleşisi aynen şöyle:
“İngiliz Mevleviler’e ney dersi vermek için geldiği Londra’da 1969’dan bu yana 100’e yakın öğrencisine ney öğretti. Şimdi o çok sevdiği sevdiği ney kurslarından uzak…
Neyzen Ünver oldukca alçak gönüllü… Söyleşi teklifimizi ‘Aman efendim. Biz kimiz ki’ diye önce geri çevirse de bizi kırmamak için kabul etmek zorunda kaldı.
Neyzen Ünver, Mevlevi dinginliğinde tane tane konuşarak sorularımızı yanıtlıyor.
‘Ben Hazreti Mevlana’nın aşığıyım’ diyor ve şöyle devam ediyor:
‘O atmosferde büyüdüğüm için, o zamanlar 1952’de İstanbul’dan Ankara’ya gelerek dinler tarihi dersleri veren Profesör Anne Marie Schimmel’in konferansına gitmiştim. Schimmel beni “God Doughter – Tanrıdan evlat” diye tanımlayarak ders verdiği enstitüye öğrenci olarak kabul ettirdi. Avrupa’daki Mevlevilik üzerine en büyük düşünür olarak niteleyebileceğimiz Schimmel’in tesirinde çok kaldım. Bir süre önce yitirdiğimiz Schimmel arkasında 60’ın üzerinde kitap bıraktı.’
Neyzen Munise Ünver, barışçıl ses tonuyla Londra’ya gelmeden önceki Türkiye’deki yaşamını da şöyle anlatıyor:
‘1940’da Erzincan’da doğdum. Asker olan babamın görevi gereği 2 yaşındayken Ankara’ya taşındık. Neyle ilk tanışmam 1950’lerde Ankara’da Neyzen Süleyman Ergüner, Hayri Tümer ve Ulvi Ergüner’i dinlerken neye karşı bir bende bir arzu uyandı. İlk ney dersimi 1959’da Hayri Bey’den aldım. Babam adını saydığım müzisyenlerle birlikte amatör olarak okurdu. Musikiye ilgimden dolayı Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nü 1963’de bitirdim. Konservatuvar’dan sonra İstanbul’a taşındık. İstanbul’da Aka Gündüz’den ney dersi almaya devam ettim. Sonra çok kıymetli Neyzenbaşı Halil Can’dan da 1968’e kadar ders aldım. İstanbul Radyosu’nda faaliyetlerim oldu. Bilhassa Safiye Ayla’nın konserlerinde çaldım. Sonra Londra’ya geldim…’
Neyzen Ünver, 1960’ların sonunda İngiliz Mevleviler’e Londra’da ney kursu verme önerisini düşünmeye başlar. Dönemin tanınmış şairlerinden Yahya Kemal Çağlar, Ünver’e, “Londra’ya en değerli ‘ney’ gider” deyince 1969’da Londra serüveni başlar. Ney kurslarından arta kalan zamanında boş durmaz, Westminister College’de yemek teknolojisi kursu alır.
1980’de bir İtalyan göçmen ile evlenir ve 1984’de oğlu İsmail George doğar. 1992’de de ney derslerinin yanısıra okullarda piyano ve yemek teknolojisi kursu vermeye başlar…
‘İlk ney kursumda 15 öğrencim vardı’ diyen Neyzen Ünver şöyle devam ediyor:
‘Londra’da şimdiye kadar 100’e yakın meraklıya ney öğretmişimdir herhalde. Öğrencilerimin çoğu yabancıydı. Ney kurslarını artık sürdüremiyorum. Özel kursların yanısıra Londra Angel’daki St. Marx Kilisesi’nde de İngiliz öğrencilere ney üflemeyi öğretiyordum…’
2003’de öğretmenlikten emekli olan Türkiye’nin ilk kadın neyzeni, Nihavent’te ney üflemenin dışında İngiltere’deki Mevleviler’in ‘Halka kapalı’ ayin ve toplantılarına da bir zamanlar katıldığını söylüyor…
Neyzen Munise Ünver’e Londra’daki Türk toplumundaki en alçak gönüllü ve en renkli mozayiği tek başına kendisinin oluşturduğunu söylüyoruz. ‘Ney’e can veren nefesinizle ömrünüz bereketli olsun’ diyoruz…”
FOTO: İngilizler’e kilisede ‘ney’ öğretmişti…
