Sezonun en başı diyebileceğimiz, zamanlama olarak, turizm adına en verimli zamandı… İnsanlar tatil havasına girmiş, coşkuyla, cıvıl cıvıl tatil programlarını seçip, tatil rezervasyonlarını yaptırıyorlardı… Ve Türk stand’leri sinek avlıyordu… VE TÜRK TURİZMCİLER KAN AĞLIYORDU… Acı bir tabloydu duyarlı insanımız için… Ve bu hüsranın pisi pisine yaşanıyor olması daha da isyan ettirici idi…
Ve fuarda bir tek Yunan standi kurulmamıştı… Bir tek Güney Kıbrıs standi yoktu… Çünkü gerek görmemişlerdi fuara katılmaya… Çünkü tüm yerleri zaten bütün sezon için dolmuştu… Çünkü kuş gribi yüzünden bizden kaçan bütün müşteriler Yunanistan’a kaymışlardı… Ve şimdiden bütün Yunanistan’ın , Yunan adalarının ve Güney Kıbrıs’ın bütün otelleri ve tatil köyleri tamamen reserve edilmişti…
Biz ise turizmimizin üzerine kuş kondurmaya devam ediyorduk…
Stand sahibi Türk firmalardan birisinin yetkilisinin yaptığı yorum çok çarpıcıydı… “ Bırakın bu fuardan iş çıkarmayı, elimizdekilerin tek tek iptal edildiği günleri yaşıyoruz… Fethiye’de ev alan İngiliz müşterilerimiz bile bu sene Türkiye’ye gitmeyeceklerini söylüyorlar… Bakın bir tek Yunan firması yok fuarda… “
Bu yorum, acı bir gerçeği daha net olarak vurguluyordu… Demek ki, yan götürüleriyle beraber ülkemizin tek sezonda en az 15 milyar dolarlık bir döviz kaybı yaşaması yetmemişti… Bir de , yabancılara mülk satış kanununun çıktığı bu günlerde, bu kaynaktan, bu yaz en az 3 milyar Pound döviz bekleyen genç bir sektörün ümitlerinin yerini de hüsranın alacağı kestirilebiliyordu…
Çok çarpıcıydı… Bir Türk standinin karşısında Bulgaristan standi vardı, çaprazında Estonia standi vardı… Ve onlarda bile müşteriler vardı… Ki bu ülkelerden birisinin deniz kenarı, bizim turizm adına itibar etmediğimiz Karadeniz’de, diğerinin ise soğuk ve sevimsiz Baltık denizinde…
Sayın Abdullah Gül geçen hafta Londra’daydı… AB için bizi en çok destekleyen ve halkımız tarafından da sevilen meslektaşı İngiliz Dışişleri Bakanı Straw ile bu konuya yönelik bir görüşme yaptığına dair bir haber yansımadı medyaya… Oysa Straw çıkıp, “ Türkiye’de turizmi engelleyecek bir tehlike yoktur, vatandaşlarımız gidebilirler… “ diye iki cümle gerçekleri konuşturulabilse ve bu açıklama İngiliz medyasında duyurulsa bir sorun kalmayacak, ülkemize eski ilgi tekrar geri dönecekti… Ama biz kendi ipliğimizi gayet güzel pazara çıkarabilen, hükümet ve medya işbirliği ile aleyhimize yönelik süper PR çalışmaları yapabilen, olumsuz koordinasyonlar kurabilen, kendi aleyhimize kulis yapmayı çok iyi becerebilen bir milletizdir, ama lehimize kayda değer bir politik beceri sağlayıp ta, kollektif bir çalışmayla, çıkarımıza hizmet ettiğimiz pek görülmemiştir Lozan’dan beri…
Yazık, hiçbir ülke ile kıyaslanamayacak kadar çok yönlü turizm avantajları olan bu güzelim ülkemize… Yazık bunca turizm yatırımlarımıza, yatırımcılarımıza… Yazık bu sektörden ekmek yiyen milyonlarca insanımıza… Yazık turistik yörelerimizde bütün senelik geçimlerini sağlamak için dokuz ay yazı bekleyen esnafımıza…
Yazıklar olsun, aynı kuş gribi virüsünden muzdarip oldukları halde, tüm komşularımızda kol kırılıp yen içinde kalırken ve hatta diğer Akdeniz ülkeleri bizim sazanlığımızı lehlerine değerlendirirken, bizim, ülke menfaatlerini gözetemeyen tüm sorumsuz sorumlularımıza… Yazıklar olsun, olaylar medyaca ayyuka çıkarılmadan önce üstesinden gelmeyi beceremeyen yöneticilerimize… Yazıklar olsun, olumsuzluklar ülke aleyhine gelişirken, bunu doğru öngörerek ve zamanında önlemler alarak, hiç olmazsa milli zararımızı mimimize etme kaabiliyeti olmayan vizyon yoksunu yöneticilerimize… Ve yazıklar olsun başta sorumsuz medyamız olmak üzere, içimizdeki tüm vatan haini İrlanda’lılarımıza…
Bazı virüslerimiz, kuşlardan daha çok zarar verdiler ülkemize…
“ Yabancılara emlak satıp, vatan toprağı satıyorlar “ diye yorum yapanlar anlarlar umarım… Vatan işte böyle ihmalkarlıklar ve sazanliklar yapılırsa satışa gelmiş oluyor aslında… Yabancılara emlak satarak değil…
Metin Sözüçetin
