Uyduruk uydu

Bu uydu olayı Dünya üzerinde yükselen havamıza hiç uymadı, havada kaldı. Uydu olmayı becerdik ama uydu yapmayı beceremedik demek ki. Belli yerlerden devamlı sinyaller alıp, belli yerlere veriyoruz, dışardan verilen komutları uyguluyoruz, ama uzaydan sinyal alamıyoruz. Dünyevi konulardaki egomuz, uzaylılar tarafından fevkalade ayıplanmış olmalı. Uydulara uzayda yer kaplama hakkı vermiyor olabilirler galaktik konsey tarafından.

Ulaştırma Bakanlığı, “uydudan sinyal alınıyor” diyor ama uydu kayıp. Her tarafımız sinyal alıcılarla dolu ama Ulaştırma Bakanlığı’na ulaşılamıyor, bataryalarında sorun var. Hani uydumuzu fırlatanlar çıkıp itiraf etseler, “uydu yaptık, uzaya uğurladık, ama uymamış demek ki… Dünyevi işlere yoğunlaştığımızdan dolayı uzaya uydumuzu uyduramadık…” deseler anlaşılacak.

Normaldir, Amerikalılar da uzaya ilk uydu göndermeye başladıklarında böyle hatalar yapmışlardı ve uydularını kaybetmişlerdi. Sonra öğrendiler uydu yapmayı, uydu yönetmeyi… Uyduları kullandıktan sonra miyadı dolunca fırlatıp atmayı şimdi çok güzel beceriyorlar. Zaten uydularını uzayın derinliklerine yerleştirip, devletlerin derinliklerini de bu sayede kontrol edebiliyorlar. Uydu edinme konusunda kurumsallaşmış ve dahi uzmanlaşmış durumdalar, uysa da uymasa da…

Şu andaki uydu ne deseler uyuyordu onlara, halkımız zaten uyuyor. Diyelim gündem değiştirilecek, anında sinyalleşilip yeni gündemler gündeme sokuluyor. Bizim bu uydular için az çalışılmadı, onca yatırım yapıldı, onca eğitimler verildi, uyduların amaca uyup uymadığı defalarca kontrol edildi. Çeşitli denemeler yapıldı seneler boyu. Ama bazıları fırlatıldı, bazıları uzay boşluğunda kayboldu. Demek ki bu iş uydu yapmakla olmuyor, fırlatılıp atılmayı da öğrenecekler bizim uydular. Yoksa yerli üretim bu kadar, uymuyor işte…
Oysa verselerdi bu işi bizim telefon operatörlerine, şehirleri baz istasyonları ile donattıkları gibi, uzayı da donatırlardı uydularla. Uzay çöplüğünün durumu bir kaç nesil sonranın sorunu nasılsa. Şimdi dünya çöplüğünden otlanma zamanı.
İlk yerli araba olan Devrim 100 metre gidip yolda kalmıştı. Benzin koymayı unuttukları için yolda kaldığını 50 sene sonra öğrenmiştik. Uydumuza da herhalde pil koymayı unuttular. İtiraf müessesesi yok bizde. “ Hata yapmışız “ demek yok, yiğitliğe el sürdürmeyiz. Uyduruktan uydu yaparız, kendimize uydururuz, ılımlı, uyumlu bir uydu oluruz, sonra da uydu sanırız.
Oysa dokuya uymaz, patlayıverir bir tarafından ve fırlatılır atılır. Dünyaca namlı bir uydu olmaktansa, uzayda kaybolmuş bir uydu olmak daha uygun… Özgür, bağımsız, uzaktan kontrolsüz…

763770cookie-checkUyduruk uydu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.