Viyana’dan notlar (II): Müziğin renkleri ve caz

Macarlar, uzak doğu asyalılarla, Avrupa’da dolaşıyorlar. İtalya’dan Almanya’ya, orta Avrupa’da bir gezinti. Tarihi bir mekan, Musıkvereın Wıen. Büyük Salon’da, BUDAPEST SİNFONİEORCHESTER. MAV üyeleri yerlerini aldılar. 1945 de kurulan bu orkestra, Budapeşte’den komşuları Viyana’ya misafir gelmişler. Salonda, adeta Birleşmiş Milletler toplantısı var. Yüzlere baktığınızda, Asya’dan, Afrika’ya ve Amerika’ya uzanan bir görüntüler. Diplomat bir çoğunluk hemen farkediliyor. Konser öncesi kısa bir konuşma. Diplomat konuşması. Ülke, sanatçılar ve müzik, dinleyeceğimiz, sanatçı ve eserler. SONJA STEİNDİ-KWON’in konuşmasından sonra müzik başlayacak

Şef MİRAN VAUPOTİCH ve Soprano SOOYEON KİM birlikte sahnede yerlerini aldılar. Genç bir şef. Ama Asya’dan Amerika’ya, Mısır’dan Rusya’ya bir çok ülke orkestralarını yönetmiş. Soprano KORE’den geliyor. Önce DVORAK’dan bir eser RUSALKA’dan bir arya. Sonra İtalya’ya geçiyoruz, PUCCİNİ’nin müziği, soprano Kore’den olunca, seçimi önem kazanıyor. MADAME BUTTERFLY sahneye taşınıyor. Sonra İtalya’ya yeniden geri dönüyoruz. Bu kez VERDİ. Seslendirilen arya ise “LA TRAVİATA”dan. Viyana’da, Budapeşte, Japonya, Kore, İtalya buluşması adeta.

Soprano’nun yerini, bu kez yine KORE’den bir keman virtiözü, JONGEUN LEE yerini alıyor. Viyana’da MOZART’ı sahneye taşıyor. Arada şarabınızı yudumluyorsunuz. MOZART ile yolculuğunuz, ikinci bölümde BEETHOVEN ile devam ediyor. Çok bilinen adeta ezberlenen bir eser 5. Senfoni. Yolculuk sona erdiğinde alkışlar devam ediyor. Şef MİRAN VAUPOTİCH ve Budapeşte Senfoni Orkestrası MAV, Budapeşte-Viyana yolculuğunu onlar da tamamlamış oluyorlar. Viyana buluşmanın güzelliği ile ülkelerine dönecekler.

Dışada hafiften bir kar va ve de soğuk. Ama kaldırımlarda kar birikintisi, küçük dağlar yok, çamurda yok. Su birikintilerinin arasından canbazlık yaparak da yürümüyorsunuz. Su birikintisi de yok çünkü. Güzel bir müzik dinletisinden sonra, şimdi üzerine artık Viyana cafelerinde bir kahve içerek, günü ve akşamı uzatabilirsiniz.

Şubat ayının ikinci pazar günü. Soğuk ve kar devam ediyor. Müzik de devam ediyor. Pazar sabahı Stephanplatz ‘da Kilisede, enstrümanların tınılarına sesler karışıyor. Kilisenin içi soğuk. Ancak müziğin ısısı yayılıyor. Kilisenin orkestrası ve korosu MOZART’ı seslendiriyorlar. Mekana uygun bir eser doğlal olarak. “MİSSA”.
Küçük bir orkestra, küçük bir koro, ancak mekanın akustiğinde genişleyerek büyüyor.

Viyana, sadece klasik müzik mekanları ile opera ve bale gösterileri ile sınırlı değil ki. Küçük bir kulüpde, yemeğinizi yedikten sonra, şarabın tadı damaklarınızda sürerek, bu tadı devam ettirirken, caz dinlemek isteyebilirsiniz. Size her akşam caz tınıları ile eşlik edecek bir mekanı bulabilirsiniz. Ama Viyana’da Caz dinledim demek istiyorsanız, mutlaka ama mutlaka uğrayacağınız ya da uğramanız gereken bir mekan var. Oraya uğramadan dönerseniz eksiklik var demektir.

Akşam 19.00 da kapılarını açan mekan da, her skşam değişik bir grup 21.00 de sahnede yerini alıyor. Tuna nehri kıyısında, yine tarihi eski bir mekan. Merdivenlerden aşağıya inerken, hemen bir caz barı ile karşılaşacağınızı size belirtiyor. JAZZLAND.

İstanbul’da ki, Babylon-Nardis karışımı olarak aktarabileceğimiz bir mekan, JAZZLAND. O akşam sahnede, “CLEMENS SALESNY” grubu vardı. SALESNY saksafon sanatçısı. Genç yaşında olmasına karşın, eserlerini hapishanede oluşturduğunu aktardı, Şaşırdım, neden oradaydı. Klasik parçaları, kendine özgü bir yorumlama ile caz tınıları ile aktarıyor. Trompet, kontrabas, bateri, elektronik org ve gitar. Gitar çalan sanatçı bazen altı telli Panço’yu alıyor eline. Sahnede programlarının adını ilk eserin adı ile özdeşleştirmişler. “Good Night Irene”

Bu tınılar, kulağınızda yer etmiş tınılarla karışıyor adeta. Berkant’ın söylediği, “Bir Şarkısın Sen Ömür Boyu Sürecek.” Kısa bir ara ve sonra tekrar sahne alıyor sanatçılar. Gece 23.00’ü geçtikden sonra da da bir süre devam ediyor, sahnede müzik. Müziği olanca doğallığı ile kendi tını zenginliği içinde, elektronik katkılar olmadan dinleyebiliyorsunuz. Mekanın duvarlarının eski tuğlalar olması, yapılırken akustiğine verilen önem, kilise kalıntıları içinde kazandırılan bu mekan, sizi zaten büyülüyor.

Caz mekanlarının önemli bir özelliği, daha sonraki günlerde sahne alacak sanatçılar da o mekandalar. Adeta caz konseri değil har akşam biz caz sohbeti gerçekleşiyor. Program, sanatçıların ayrı ayrı enstrümanları ile yaptıkları doğaçlamalar, kendi dünyalarının içine sizleri de çekerek, tınıları sürdürüyorlar.

Mekandan çıktığınızda, soğuk sizi hemen çarpıyor. Hafifden kar atıştırmasıda sürüyor. Yanınızda, Tuna da nazlı nazlı akmasını sürdürüyor. Kıyılarda hafif buzlanmalarıda görüyorsunuz.

Hava soğuk da olsa, bir caz kulübünden çıkıyorsanız, mutlaka sohbeti yürüyerek sürdürmek ve geceyi de, mutlaka bir kahve yada bir bardak şarap ya da şampanya ile sonlandırmak adeta bir ritüel.

Viyana, her gün, her akşam, dünya vatandaşlarını, dünya sanatçıları ie karşılıyor. Bir sergi, bir müze, bir konser, bir bale, bir opera, tiyatro, az da olsa sinema da var. Ama her akşam seçiminize uygun bir yer var.

Kanuni Sultan Süleyman buraya kadar geldiğinde, kahve çuvallarını geri götüremeyip, bırakmakla yararlı bir iş yapmış.

Eleştirebilirsiniz, kızabilirsiniz, ama bence iyiki de almamış ya da alamamış. Şimdi her akşam televizyonda haberleri, bazı gazetelerin manşetlerini gördüğünüzde, bunun haklılığını daha da anlıyorsunuz. Neyse, bu yazı İstanbul’da yazılıyor, Viyana’yı aktarıyoruz ama, Türkiye’de dayatılan gündeme girmemeye çalışalım.

Yazıya, Viyana’da Budapeşte Senfoni Orkestrası ile başladık. Nokayı koymadan önce, İstanbul’da bir Macar dostumuzla selamlaşmak, onun bizim müziğimizi araştırması ve belgelemesine tanıklık etmek, teşekkür etmek istiyorsanız. BARTOK’a selam göndermeye katılın derim. İstiklal Caddesi’nin kalabalığına akşam üstü yolunuz düşerse, bir-iki saatinizi bu akşamdan itibaren, dört beş gün BARTOK’a ayırabilirsiniz. Galatasaray’dan Tünel’e yürürken, Odakule’yi geçince, yeni açılan Macar Kültür Evi’nde BARTOK sizi bekliyor.

İstanbul. 23 Şubat 2015. Pazartesi. [email protected]

1570620cookie-checkViyana’dan notlar (II): Müziğin renkleri ve caz

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.