“Vurun ODTÜ’ye!” dönemi başladı…

ODTÜ rektörlüğünün açıklamasında, polisin tutumu eleştirilmişti. Marmara, İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Galatasaray ve Mimar Sinan üniversiteleri ortak bir açıklama yaptı:

Açıklamada Türkiye’nin uzay bilimleri ve teknolojileri alanında gösterdiği tarihi başarı, ODTÜ yerleşkesinde bazı öğrencilerin şiddet eylemleriyle gölgelenmeye çalışıldığı belirtildi. Açıklama şöyle;

“Üniversiteler öğrencilerin ve bilim adamlarının fikir ürettiği, düşüncelerini özgürce paylaştığı, farklı, hatta katılmadığı düşüncelere tahammül etmeyi içselleştirdiği ortamlar olmalıdır. Şiddet içeren eylemlerin, fikirlerin önüne geçmemesi esastır. Öğrencilerin tek protesto aracı, eleştirel fikirleri olmalı, taş, sopa ve molotof kokteyli öğrencilerle anılmamalıdır. Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet edemez ve hiçbir fikir hedeflerine bu yöntemlerle ulaşamaz.

Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi olarak, ODTÜ yerleşkesinde gerçekleştirilen tören sırasında yaşanan şiddet olaylarını üzüntüyle karşılıyoruz.

Toplumun her alanda bir adım daha ileriye gidebilmesinin, üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk faaliyetleriyle mümkün olacağına inanıyoruz. Üniversiteler olarak öğrencilerimizin kamuoyunda başarılarıyla gündeme gelmeleri en büyük arzumuzdur.”

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet:
Bu başarı, üniversitelerin gerçekleştirdiği araştırmalar ve yaptıkları bilimsel çalışmalarla gündeme gelmesi gerektiğini savunan biz bilim insanları ve Türkiye için büyük bir öneme sahipti. Bu başarıyı ülke olarak hep birlikte yaşamamız gerekirdi. Ancak bu başarılı bilimsel çalışma gerçekleşirken ne yazık ki diğer taraftan da bir üniversitede olmasını asla kabul edemeyeceğimiz görüntülere hep birlikte şahit olduk.

Bu tutum geleneksel misafirperverliğimizle de hiçbir biçimde bağdaşmamaktadır. Artık önümüzde yepyeni bir dünya var. Bu yüzyılın gerçekleri ve dinamikleri çok farklı. Bilim yuvası olan üniversiteler, değişimi en yakından takip eden kurumlar olmalılar. Bu yüzden çok küçük bir azınlığın, ODTÜ gibi ülkemizin en önemli bilim ve eğitim kurumlarından birinin imajını olumsuz şekilde etkilemesine izin verilmemelidir.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi:
Milletin her ferdinin heyecanla karşıladığı gurur verici bir olay karşısında, bilim öğreten ve bilim öğrenen herkesin takınması gereken tavır bellidir. Üzücü olan, aklıselim sahibi herkes tarafından kınanması gereken böyle bir eylemin bazı kişi ve kuruluşlar tarafından basit ‘özgürlük ortamının bir parçası’ olarak gösterilmek istenmesi, hatta siyasi ve ideolojik kamplaşmanın ve yaratılmak istenen kargaşa ortamının bir aracı olarak kullanılmaya çalışılmasıdır.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi:
Göktürk-2’nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz.

Afyon Kocatepe Üniversitesi:

GÖKTÜRK-2’nin fırlatılması sırasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde meydana gelen olaylar ve sonrasında kamuoyunda yapılan tartışmalar, konuyu asıl mecrasından saptırmış ve millet olarak haklı bir gururu paylaşacağımız bu günlerde kamuoyu olumsuz bir atmosfere doğru yönlendirilmiştir. Halbuki, son 10 yılda, birçok ülkede yaşanan ekonomik krizlere karşılık, ülkemizde diğer birçok alanla beraber, özellikle yükseköğretimdeki okullaşma oranlarında, kadro aktarımı ile öğretim elemanı sayılarında, fiziki alan tahsislerinde ve araştırma faaliyetlerine yapılan kaynak aktarımındaki artış gözle görülür seviyelerdedir.

Bu katkılar yükseköğretim alanının gelişmesi açısından takdire şayandır. Hem yapılan eylemlerin hem de bu eylemlerden hareketle kamuoyu oluşturmaya çalışan odaklarda yapılan tartışmaların böylesi güzel çalışmayı gölgelediği, maksadını aştığı ve yapılan katkıyı göz ardı etmeye dönük girişimler olduğu kanaatimizi üniversite senatosu olarak kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi:
Ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişmesinin bir sonucu olan Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi törenini takdir ve tebrik etmek yerine, bu gurur tablosunun cebir ve protesto vesilesi olarak kullanılması, üniversitelerin bilimsel misyonlarıyla bağdaşmamaktadır. Bu olayların oluşumunda doğrudan veya dolaylı rol oynayan ve üniversitenin öğrencisi olmayan kişilerin de katıldığı bir dizi eylemler sonrasında daha soğukkanlı bir yaklaşım sergilemesi beklenen söz konusu rektörlüğün, basın açıklaması üzüntüyle karşılanmıştır.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi olarak dileğimiz ve temennimiz, üniversitelerimizde var olan huzur ortamının devam etmesi, üniversitelerimizin yukarıda bahsedilen eğitim, öğretim, araştırma ve topluma hizmet gibi asli görevlerini yürütmeleridir.

Bingöl Üniversitesi:
Demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılan eylemler asla şiddet içermemeli ve kamu malına zarar vermemelidir. 18 Aralık 2012 günü Göktürk-2 uydusunun fırlatılması münasebetiyle ülkemizin önemli üniversitelerinden birinde Sayın Başbakanımızın katılımıyla yapılan ve gurur duyulması gereken bir gün ve etkinlikte Sayın Başbakanımıza yönelik tutumu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Oysa ülkemiz açısından son derece mutluluk ve gurur verici bir olay gerçekleşmekteydi. Bunun ideolojik ve siyasi mülahazalara kurban edilmesini anlamlı bulmuyoruz. Evrensel bilimin üretildiği bir yuvada bu üretime zemin oluşturan ve destek olan bir siyasi irade tenkide değil ancak takdire şayandır.

Hükümetimizin son dönemlerde yükseköğretime rekor düzeyde kaynak aktarması (2002 cari fiyatıyla 2,5 milyar, 2012 de 12,5 milyar liraya çıkartılmıştır) Doğu ve Güneydoğu’daki üniversiteler başta olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlanması takdirle karşılanması gerekirken, Sayın Başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tuncer:
Tamamen kendi üretimimiz olan Göktürk–2 uydumuzun başarıyla fırlatılması sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet içeren olayların, Türkiye’nin gurur duyacağı bu başarıyı gölgede bırakması üzüntü vericidir. Demokratik bir hak olan protestonun, şiddet kullanılarak ortaya konulması kabul edilemez. Güvenlik güçlerimizi ve öğrencilerimizi birbirlerinin karşıtı değil, ülkemiz için çaba gösteren paydaşlar olarak görüyoruz.

YÖK DEVREDE

Öte yandan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, ODTÜ’deki olaylarla ilgili YÖK Denetleme Kurulu’nu görevlendirdi.

Çetinsaya, konuyla ilgili soru üzerine, üniversite kampüslerindeki şiddet içeren olayların üzüntüyle karşılandığını ifade etti.

Üniversite kampüslerinde şiddet, hoşgörüsüzlük ve baskının asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Çetinsaya, şunları söyledi:

”Yükseköğretim Kurulu olarak vazgeçemeyeceğimiz en temel ilkemiz akademik özgürlüktür. Akademik özgürlük, hem öğrencilerin ve öğretim üyelerinin kendilerini özgürce ifade edebilmelerini, hem de kampüse gelen misafirlerin ifade özgürlüğünü gerektirir. Bunu ihlal eden her davranış, akademik özgürlüğü ihlaldir ve kabul edilemez. Şiddete başvurarak akademik özgürlükleri sınırlamak, eğitim ve öğretimi engellemek asla mazur görülemez.”

Üniversitelerin en önemli fonksiyonu olan eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal hizmet faaliyetlerinin engellenmesinin düşünülemeyeceğini belirten Çetinsaya, özellikle yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı ve üniversitelere daha fazla özerklik ve yetki devri çabası içinde olunan dönemde, müzakere kültürü çerçevesi içerisinde her tür farklılığın kendisini ifade etmesine imkan tanınması gereğine dikkati çekti.

Çetinsaya, ”Bu çerçevede üniversite yöneticileri, öğretim elemanları ve öğrencilerimizden beklentimiz, üniversite kampüslerinde şiddet içeren olayların vuku bulmaması için azami gayret göstermeleridir” ifadesini kullandı.

1367940cookie-check“Vurun ODTÜ’ye!” dönemi başladı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.