Kuşkunuz olmasın, yarın öbür gün, yeni sanal kapışmalar ve barışmalar gündeme düşecek. Bu kez de onları yazmaktan özeleştiri yapmak fırsatı bulamayacağız…
TÜSİAD’ın ve Başbakan’ın karşılıklı çıkışlarından sonra, “Garip bir durum” başlığı ile yazmış olduğumuz yazımızın mürekkebi kurumadan, garip olan durum jet hızıyla ortadan kalkıverdi. (kalkmasaydı şaşardım)
Esasen kimse de inanmamıştı her iki tarafın çıkışlarının gerçekçi olduğuna… Hangi dönemde görülmüş ki, TÜSİAD hükümete kafa tutacak, Başbakanlar da patronlar kulübüne veryansın edecek… Dünya tersine dönmüş olsa olurdu da, işte onun mümkünü yok…
Gelelim asıl konumuza…
Zaman değişiyor, mevsimler değişiyor, insanlar değişiyor… Teknoloji ve ona bağlı olarak tabi bizim medya da değişiyor… Yazılı, sözlü ve görsel kulvarlardan sonra, geride kalanların tozunu atarak hızla gelişen yeni kulvar elektronik medya, bir başka söylemle “internet medyası”, sektöre kaya gibi ağırlığını koymuş durumda..
Yerelde ve genelde (ulusal değil) yazılı medyanın tahtı sallanıyor. Burnundan kıl aldırmayan gazete patronları ve köşe yazarlarının eskisi gibi at oynatıp afralı tafralı çıkışlar yapamayacakları bir gerçek. İnternet medyası, sektörün bu tür insanlarını zaman içerisinde hizaya getirecek, açıkçası “adam edecektir”. Esasen bu işlevine de başlamış olduğunu da söyleyebiliriz…
İnternetle birlikte, medyada yerellik kavramı büyük ölçüde kalkacaktır. Dünyaya açılan kapı da yereli de, geneli de, anında ve ayni ekranda görebilme olanağını yaratan teknoloji harikası internetin, ünlü bir yazarımızın tanımladığı gibi dünyayı küçük bir köye haline getirmiş olduğu yadsınmaz.
İktidarların uydusu olmayı varlıklarının değişmez bir parçası durumuna getirmiş olan ve görevlerini meslek ilkelerine bağlı olarak, dürüst ve objektif kriterlerde yapmakta kararlı olan köşe yazarlarına, kendi illerinde hayat hakkı tanımayan “yerel medya patronlarının krallık tahtlarının”, artık sallanmaya başlamış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
İnternet medyasında yerini almış olan yerel kökenli yazarlara ya da basın mensuplarına, illerindeki kralcı patronlar, istedikleri kadar işlerine gelmedikleri için medyalarında onlara yer vermemiş olsunlar, gazeteci ve köşe yazarlarının, illerine ve bölgelerindeki insanlara gerçekleri duyurmada yolları artık internetle açılmıştır.
Medya sitelerinin git gide iller bazında ki yayınlarına ağırlık vermekte olmaları, bu iddiamızın somut örnek ve kanıtıdır…
Yerel kökenli bir köşe yazarı bundan böyle, yerel medya patron engeli olmadan ilinin milletvekillerinin, belediye başkanlarının, valisinin, kaymakamının, emniyet müdürünün vs.. özgürce eleştirisini yapabilecek, gerçekleri patron engeli olmadan hemşerilerine duyurma olanağına kavuşabilecektir…
Yerel medyada gazeteler ve televizyonlar kim ne derse desin (istisnalar hariç) büyük ölçüde iktidar erkine göbekten bağlıdırlar. İktidar partisine ve ilin belediye başkanına (adet yerini bulsun, dostlar alışverişte görsün türü eleştiriler) dışında eleştiri getiremezler.
Yerel medya patronları, bu formattan dışarı çıkan köşe yazarlarına bünyelerinde asla yer vermezler… Dolayısıyla yerel medyada temayüz etmiş, bilgili ve birikimli gazeteci ve yazar istihdamı yok denecek kadar azdır. Okumadan, öğrenmeden, bilgi dağarcıklarını doldurmadan, günlük olayları geyik muhabbetiyle patronunun istediği doğrultuda iktidar erkini memnun edecek biçimde gündeme getiren yazar türü, yerel medya patronunun tercihidir…
Ancak, buradan içlerinde gerçek anlamda yayıncılık yapmakta olduğuna inandığım az sayıdakiler dışında, yerel medyanın iktidar erklerine entegre olmayı yaşam biçimleri haline getirmiş medya patronlarına sesleniyoruz,; ülkenin neresinde olursanız olun, gittiğiniz yol yanlıştır. Sonunda kaybedecek olan sizsiniz.
Bugünün iktidarına yaranmak; ilandı, reklamdı, iş bağlantısıydı, ihaleydi gibi hesaplarla rant peşinde koşarak gerçek anlamda gazetecilik ve köşe yazarlığı yapmak isteyenlerin önünü kesmek, ilerde sizin için faturası ağır olabilecek son derece yanlış adımlardır..
İnsanlara (okurlara) değer vermediğiniz, onları dürüstlük ve tarafsızlığınıza inandırmadığınız sürece, internet medyası, zamanından önce işinizi bitirecektir. Böyle bir sonucun olmasını demokrasi ve insancıl duygular adına tabi ki istemeyiz, üzülürüz. Ancak, gerçekleri görmemekte ki dayatmanız, “benden büyük yok, kral benim” tarzı egoist yaklaşımlarınız devam ettiği sürece de, yok oluşunuzun engellenmesi mümkün değildir.
“Belediye Başkanı iyi adam ama…” diye başlayan ve “ kadrosu zayıf…” türü cümlelerle sözde eleştiri yapıp, başkandan gelecek ilandı, reklamdı vs nin hesapları içerisinde, doğruları halka yansıtmamak, karşılaşılan somut olaylar ve acı gerçeklerdir.
Aman başkanı kızdırmayalım, fakat okurun da tepkisini çekmemek ve eleştiri yaptığımızı göstermek için alt kadrolardakilere yönelik bir şeyler yazalım taktiği ile bir yerlere varılamaz.
Hangi dönemde olursa olsun, okur hiçbir zaman bu tür hesaplı kitaplı yayınları gözden kaçırmaz ve gereken puanını, o gazete ya da televizyona zaman içinde ibret alınacak biçimde verir… Haberiniz ola..
Bizden söylemesi..
