Yusuf Güney gazeteci kılığına girmiş

Güney, Hülya Avşar ile sohbet ederken Türkiye’de müzisyen olarak ünlenmesini sağlayan Rafet El Roman ile tanışmasını anlattı. Çalışmaları için Londra’dan İstanbul’a taşındığını söyleyen genç sanatçıLondra’da işletme okurken ne olacağına henüz karar vermediğini ve 21 yaşına kadar da müzikle bir ilgisinin olmadığını söyledi.

Annesinin ev kadını babasının da aşçı olduğunu belirten Güney, hayatına yön veren günü şöyle anlattı:

“Benim doğum günüm sayılan 5 Haziran 2005’te Rafet El Roman Londra’ya konser vermeye gelmişti. Konser salonunda sanatçı odasına giden iki kapı vardı. Birincisinden almadılar. İkincisinden de bir gazeteci arkadaşımın kamerası ve kimliğini alarak girmeyi başardım. Rafet El Romanı gördüğümde aslında gazeteci olmadığımı yalnızca kendisini görmek ve bestelerimi dinletmek istediğimi, beğenirse kendisine vermek istediğimi söyledim.”

Güney, konuk sanatçının kendisini dinledikten sonra kendisine albüm yapmayı teklif ettiğini belirterek, “Bir hafta sonra Rafet El Roman’ı verdiği telefondan aradığımda karşımdaydı. O gün hayatımın dönüm noktası oldu. Şimdi heryerde beste yapıyorum. Otururken, otobüste giderken…”

“Aşk-ı Virane” bestesini Rafet El Roman ile abi kardeş gibi düet olarak okuduklarını vurgulayan Güney, Avşar’ın bir sorusu üzerine de Rafet El Roman’ın bir yapımcı olarak da kendisini bağlayan herhangi bir anlaşma yapmadığını ve emeğini koruyan bir işbirliği içinde olduğunu söyledi.

827830cookie-checkYusuf Güney gazeteci kılığına girmiş

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.