Zamanlar kötü oldu

XVI. yüzyıl şairlerinden Müverrih Ali’nin şu dizeleri bazı zamanlarımıza olduğu gibi şu zamanımıza da pek güzel uyuyor: “Sular gibi bela vü gam akıb akıb gelir / Yel gibi zevk ü hande perişan olup gider.” İçinizden birileri bu beyit bütün zamanlarımıza uyuyor derse hayır uymuyor diyebilmek için pek iyimser olmak gerekmez mi? Müverrih yanlış bilmiyorsam tarih yazarıdır. Tarih yazarı da böyle söylüyorsa kim hayır diyebilir. Dünyaya ve kendimize şimdiki zaman açısından baktığımızda görünen budur, bu iç karartan tablodur. İyimserler vardır, onlara özenirim onları kıskanırım, her olumsuzluğu bir güzel cilalayıp olumlu göstermekte ustadırlar. Bunu yaparken büyük bir olasılıkla kendi yararlarını gözetiyor olabilirler. Çünkü insanın kendi zararına gördüğü bir şeyden hoşnut olmasını bekleyemeyiz. Bu tür insanlar bir yandan ortalığa iyimserlikler yayarken bir yandan da birilerini kötümserlikle suçlarlar. İyimserliğin en oturaklısı şöyle bir şeydir ki bir tür yüzsüzlükten başka bir şey değildir: “Efendim insanlarda para yok diyorlar, böyle diyenler gitsinler de Boğaz’daki lokantalara baksınlar, tıklım tıklım…”

Bütün insanlar da öyle midir bilmiyorum, bizim insanımızda bir geçmişi güzelleştirme ya da hiç değilse zararsızlaştırma eğilimi vardır. Bugüne kara gözlüklerle bakanlar bile geçmişi gözlerken yeşil gözlük takmaktan geri kalmazlar, bunun için yalan yanlış yargılama yöntemlerini kullanırlar. O zaman demokrasinin canına okumuş bir büyüğümüz bir kurtarıcıya dönüşürken toplumun altından girip üstünden çıkmış bir başka büyüğümüz bir tür demokrasi şehidi olarak vaftiz edilebilir. Çünkü bilgi ve ilgi eksikliğinden gelen şöyle bir inanç vardır insanımızda: topumun önünde gidenlerin yanlışları bağışlanabilir yanlışlardır, çünkü bu insanlar yanlış yaparken son derece iyi niyetlidirler, bazı şeylerin daha başka türlü yapılması gerektiğini düşünememişlerdir. Böylece biz en kötü niyetli en çıkarcı en saygısız adamı bile zamanın sularında ova ova yıkayarak bir kahramana dönüştürüveririz. Oysa müverrihin dediği gibi bugün bela ve gam sular gibi dalga dalga üstümüze geliyorsa ve sevinçlerimizin canına okuyorsa bunda en belirleyici etken geçmişin kötülükleridir.

Bugünün kötülükleri kaynağını ve gücünü dünün kötülüklerinden alır. Dünün kötülükleri de gevşekliklerin aldırmazlıkların çıkarcılıkların hamurundan yapılmıştır. Bugünün olumsuzlukları dünün olumsuzluklarından beslenir. Bizler bilinç eksikliğinden giderek yoku var ve varı yok ederken, iyi bilmediğimiz geçmişi seksenlik gelin gibi süslerken yani geçmişin kötülüklerini gerçeklikte hiç yeri olmayan iyiliklere dönüştürürken yeni kötülükler için olanaklar sağlamış oluruz. Dünün karşısında iyimserseniz bugünün karşısında kötümser olmanız için hiçbir neden yoktur. En çok şöyle düşünürsünüz: çok sağlam bir geçmiş üzerine kurulmuş olan bugünümüzden korkmamamız gerekir, belki bazı olumsuzluklar vardır ama sağlam bir geçmişin ışığında onlar da önünde sonunda olumluya dönüşeceklerdir. İyimser olmak için bazı şeyleri görürken bazı şeyleri görmeme konusunda özenli olmak yeterlidir. Örneğin iyimser olmak istiyorsanız Boğaz’a gidin, bir öğle vakti oradaki balık lokantalarının kapılarından başınızı şöyle bir uzatıverin: içiniz açılacak ve iyimserliğiniz artacaktır. İlle içeriye bakmanız da gerekmez: kapıdaki otomobillerin genel görünümü de ülkenin refah düzeyi üzerine size kabataslak da bir bilgi vermeye yetecektir.

Bir gün hiç gereği yokken boşboğazlık edip vergi adaletsizliğinden sözettim, insanların doğru dürüst vergi vermediğini kendi dilimce anlatmaya kalktım. Bir arkadaşım öfkelendi ve bunun böyle olmadığını kesin bir dille bildirdi bana. Gerekçe olarak da kendisinin vergisini kuruşu kuruşuna ödediğini söyledi. Demek ki arkadaşım vergisini son kuruşuna kadar verdiğine göre herkes de vergisini son kuruşuna kadar vermektedir. Bazen çıkarlarımız mantığımızı solluyor. Ben de bu görüşü toplumun mantığına uygun görüp sustum. Pekiyi her şey bu kadar iyiydi de bu kötülükler nereden çıktı geldi? Bunların tümü bugün ortaya çıkmış kötülükler yani kökleri geçmişte olmayan kötülükler olarak görülebilir mi? Yaşanmış bütün iyilikler ve bütün kötülükler zamanın akışı içinde mayalanarak bugüne ulaşırlar, günün koşullarında yeni biçimler alır yeni atılımlar kazanırlar yeni özellikler edinirler ve durmayıp geleceğe açılırlar.

Kötülükleri ama özellikle dünün kötülüklerini görmeyip her olan biteni iyilikten sayarak içinden çıkılmaz bir dünya yaratıyoruz, bunu yaparken gerçeği araştırma ve anlama gereği duymuyoruz, yaşanmışı da yaşanmakta olanı da gönlümüze göre biçimleyebiliyoruz.

645320cookie-checkZamanlar kötü oldu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.